22 Şubat 2012

Benden haberler,yeni alışverişler vs..


Bir haftadır yatak-döşek ateşler içinde yatmaktaydım.Hal böyle olunca ilk fotodaki sahneler kaçınılmaz oldu.



1) Artık yemekten kusma noktasına geldiğim “Bal” :(


2) Öksürük şurubu

3) Ateş şurubu

4) Antibiyotik

5) Ağrı kesici

6) Yüzüm gözümü sivilceler bastığı için sivilce ilacım

7) Burun spreyi

8) Elma

9) Clementine mandalina :)  (bu cins mandalinayı yeni keşfettim,süper kokuyo ve çok tatlı)

10) Muz

11) Ve nefret ederek içtiğim toz zencefil :(

Hastalığı atlattıktan sonra ise aynaya baktığımda kendimi tanıyamaz haldeydim,aciiil bakım olaylarına girişmem lazım diyerek haftasonu avm yollarını boyladım ve ilk uğradığım dükkan watsons idi :-)





1) Çok cici görünümlü tam çantaya uygun watsons mini cep mendilleri

2) Watsons Siyah nokta giderici burun bantları (ilk defa aldım pek memnun kalmadım,resmen  burnuma yapışıp kaldı bantlar,belki de benim acemiliğim bilemiyorum ..)

3) Nivea koltuk altı deodorantı, leke bırakmıyouş diye aldım,zaten sürekli kullanıyorum memnunum..

4) Klasik Diş macunu tüplerini hiç sevmiyorum, o yüzden theramed'in iki  şeklinide sürekli alıyorum..

5) Garnier Günlük yüz temizleyici jel, ilk defa aldım, içinde plastiğe benzer bir fırçası var,yüzüne masaj yapabiliyosun,fırçası sert  gibi gözüksede gayet iyi geliyo..

6) Bebak acı badem sütü ile ilgili çok şey duymuştum,makyaj temizleme amacı için aldım..

7) Watsons "green tea" yüz maskesi,küçük tüpü deneme amaçlı aldım,yüzüne sürüp 10 dakika bekledikten sonra yıkıyosun,cildi yumuşacık ve temiz yapıyo, fiyatı da uygun..

8) Lens solusyonum evde bi damla bile kalmamıştı,mecburiyetten optikçiden aldım,normalde internetden alıyorum neredeyse yarı fiyatına!

9)-10) Watsons marka yüz  maskeleri henüz denemedim..
 
Bu arada BİM bu hafta cuma günü kozmetik ürünler getiriyo, Bebak acı badem sütü resmen aldığım fiyatın yarısı, bakalım akşama kadar bayanlar hücum etmez de kalırsa :) birkaç şey almayı planlıyorum,gerçekten çok uygun..



Gelelim diğer ve en önemli alışverişimeeee :)



İpekyol'da bu elbiseye sezon başından beri bakıp bakıp duruyodum, ilk gördüğümde hayran kalmıştım zaten ama uçuk fiyatı görünce geri geri gidiyoduuum kiii ipekyol %70 indirime girdi,ve aşık olduğum elbise sonundaa benim oldu :)



Bu da mankenin üzerinde duruşu,bu arada elbise halen bu sitede satılıyo,ilgililere duyurulur :)


Bu tarz çantayı da ne zamandır arıyodum, klasik, ne küçük ne de çok büyük,rengi her kıyafete uyum sağlayacak, boyu çok uzun olmayacak vs..

Çantam LCW'den (Bu arada bu çantayı show tv deki bugün ne giysem programında bir yarışmacı kovboy tarzı kıyafetinde kombinlemişti jüriden kimse beğenmedi ! :)

13 Şubat 2012

Au-Pair'lik Maceram ve “The Help” Halen izlemediyseniz !

Üniversiteden mezun olmadan bir önceki sene İngiltere-Londra'ya dil eğitimi almak için "Au-Pair" olarak gitmiştim.(Bilmeyenler için Dip-not: Au Pair,kelime anlamı olarak annenin yardımcısı demek,au pair olarak farklı bir ülkeye gitmenin asıl amacı; bir ailenin yanında kalarak,o ülkenin dilinin ve kültürünün öğrenilmesi)
Şu anda vizyonda olan The Help (Duyguların Rengi ) filmini izlediğimde,her ne kadar ben "The help"olmaktan gayet memnun kaldıysam bile Au-pairlik hatıralarım canlandı :)

Film aslında, özellikle 60'lı yıllarda Amerika'da tavan yapan siyah-beyaz ırk ayrımını ele alıyor, konu filmde o kadar duygusal ele alınmış ve oyunculukları o kadar güzel ki gözyaşlarınızı tutamayabilirsiniz.
O yıllarda siyah-beyazlar arasındaki ırk  ayrımı ne yazık ki, resmi olarak,yani yazılı kanunlar ile mevcutmuş.Filmde en çok etkilendiğim sahnelerden biri (spoiler içerebilir:) ) siyahi yardımcıların pis- hastalıklı gibi varsayılıp kullanacakları lavaboların ayrı olması idi:( Ki zamanında alttaki fotolardan da görüldüğü gibi daha da kötü uygulamalar malesef ki yaşanmış:( Asıl ilginç olan,hep düşünmeden edemem, bu şekilde ırkçılığı resmiyete döken Amerika'nın,şimdiki başkanı Obama'nın afroamerican olması !


                                     
                                              Lavabolar siyahlar-beyazlar diye ayrılmış!
Otobüslerde sadece arka koltuklar siyahilere ayrılmış ve ön kapıdan sadece beyazlar binebiliyo!
(Bu duruma ilk karşı çıkıp protesto eden Rosa Parks,tutuklanıp hapse girse de sonunda
davası sonuç vermiş)


Benim au-pairlik anılarımın canlanmasına gelecek olursak: Bende filmdeki gibi evin çocuklarına bakmak,onları beslemek,temizlemek,okula götürmek,çamaşırlarını yıkamak,odalarını toplamak vs. gibi tüm işlerden sorumluydum,ama evlerinde kaldığım aileler çok şükür ki,beni sadece bakıcı olarak görmeyip,ailenin üyesiymişim gibi davrandılar.
 Londrada geçirdiğim süre boyunca iki aile ile yaşadım,ilk ailemdeki bebeğim alttaki melekti:)


 Malesef ki 8 aylık bebek olduğu için epeyce zorlandım :( ailemde bu durumdan pek hoşnut olmayınca çocukların yaşları daha büyük olan başka bi aileye geçiş yaptım.


Bu ailede yaşları 13-8-6 olan üç çocuktan sorumluydum,ama kendi kardeşlerimden hiç bir farkları yoktu:)
Evin annesi kendimi evimde hissetmem için gereken ne varsa yaptı,kendi ülkemde eğitimli biri olduğumu ama gurbete sadece dil öğrenme amaçlı geldiğimi,bu sebeple bana hizmetçi gibi davranılamayacağını sürekli bu cümleleriyle dile getiriyodu.("You are well educated girl,I can't treat you like a maid, make yourself at home,do not hesitate sharing your feelings about us etc..") Eve misafir filan geldiğinde kesinlikle onların yanında kendimi yine kötü hissetmemem için, hiçbir iş yaptırmazdı,aksine misafirlerle sohbet edip dilimi geliştirmem için çabalardı..Tabii ki aile ne kadar iyi olursa olsun,yabancı bi ülkede,belki de kendi evinde hiç yapmayacağın işleri yapmak, ailenden-arkadaşlarından uzak olmak içindeki burukluğu hiç bi şekilde gideremiyo :( Bu sebeplerle,filmdeki bakıcı karakterlerinin hissiyatlarını kendi içimde yaşamış gibi hissettim, halen izlemediyseniz ısrarla tavsiye ediyorum.

                                                   Son olarak filmden kareler..
 



8 Şubat 2012

IKEA Çıkarması :)

Karlı günlerden birinde  bu postumda belirttiğim gibi ,evlilik hazırlıkları içinde olan kız kardeşimle İkea'ya gittik.Hedef banyo ve mutfak seçimi yapmak olduğu için fotolar mutfak banyo ağırlıklı olmuş.İkea'da tüm modeller gerçekten güzel olsa da, negatif tarafı istediğiniz ölçüde yaptıramıyor olmanız ,yani mutfağınız düz ölçülere sahipse işiniz kolay, ama "ben bu boşluğu, şu aralığı da değerlendireyim,dolabı eğimli yapayım v.s gibi şeylere pek imkan yok..













Bu ayna aydınlatmasını çok beğendim, istediğiniz şekilde yatay yada dikey monte edebiliyosunuz
İkea gidip yemek yemeden olmaz :)  benim tercihim buffalo soslu tavuk oldu
kardeşimin ki ise klasik ikea isveç köftesi :)

Baktım kendime ait bir arabayı bi türlü alamıyorum, vosvosun bi parçasına bile razı oldum :)

5 Şubat 2012

Süslü Püslü ,Tatlı Tuzlu Kurabiyeler :)

İşyerimde ayda bir  “Gün”  yapıyoruz J genelde maaş alındığı vakit belli miktar “TL” havuzda toplanıyor, yılbaşında da sıra sonunda bana denk geldi J malum beylerin yoğun olduğu bir yerde çalışıyorum uzun süredir de başımın etini yiyorlardı, “hep elin boş geliyosun” diye, “size söz yılbaşında kurabiye yapıcam” demiştim, markette Dr.Oetker’in süslü püslü kurabiyelerini görünce balıklama atladım  ama jeton sonra düştü! paket içeriğinde süslemeye dair birşey yoktu.Paketten sadece hamur için gerekli  karışım,kalıplar ve glazür çıkıyo J Ben de evde annemin eminönünden aldığı pasta süslerini kullandım üzerleri için..






                      Kurabiye karışımı zencefilli olduğu için biraz sert oldu :( sanırım daha az pişmesi gerekiyodu

                   Kurabiyelerin üstüne paketten çıkan glazür karışımını suyla kıvamlandırak sürdükten
                                                            sonra incik boncukları koydum :)

                                                                          Ve sonuç böylee :)

 Tatlı sevmeyenler içinde tuzlusunu aynı kalıplarla annemin klasik tarifiyle yaptım,şantiyede birçok kişi nasiplendi ama kimseyi kendim yaptığıma inandıramadım,her gören " aaa kim almış bunları? hangi pastaneden? çok da güzelmiş yaa bi daha alalım! "  derken ama bunları beeen yaptım diye çığırıyodum :)

4 Şubat 2012

Dünya küçük, blog dünyası daha da küçük :)

Uzun süredir bloğuma vakit ayırmadığımı dün çok ilginç bir tevafukla fark ettim.


Çok sevdiğim bir arkadaşım-kardeşimle (http://cicibiciseylerr.blogspot.com/)  bloğu sayesinde yeniden irtibata geçmiş olduk,ben kim olduğunu bilmeden bloğuna yorum yazdım,yazdığım yorumla bi anda şimşekler çaktı! Sonra onun tüm postlarını okudum,ve şantiyede zamanın ne kadar hızla aktığını bir kez daha yeniden keşfetmiş oldum.Dün gibi gelen anlar nerdeyse bir yıl öncesine aitti..

Bu vesileyle biriken haberlerimi sunmaya geçiyorum :)

Malum kara kış bastırdı,İstanbul beyazlara büründü,eve kapandık, rehin kaldık vs. Bu kadar kar yağmasının,özellikle İstanbul için olumsuz yanları çokça olsa da büyük-küçük herkese bir gülümseme katması çok güzeldi. (Cumhurbaşkanı bile kartopu oynadı :) )

Şantiye de ise neredeyse bir haftadır işler durma noktasına geldi, o kadar soğuktu ki çalışan elemanlar donma tehlikesi ile karşılaşınca tatil ilan etmek zorunda kaldılar.Evde vakit geçirmeyi o kadar özlemişim ki baya bi bocaladım :)

      
                                        Sokağımızda yürümekte bile zorlanır olduk :)

                                                        Sitemizdeki havuzun hali :)
                                                           Şantiyemizin çatı katı
"Şefim güzel havalarda çatıya çıkmadın bu havada ne işin var" diyen elemanların şaşkın ifadelerine aldanmadan o soğukta çatıya çıkıp foto çektirdim :) En güzel manzara ordaydı çünkü:)


Bilenler bilir  arkamızdaki maskot eski Tatilya cumhurbaşkanı idi şimdi ne hallerde :)

                                 Kocaman saksılara bayıldım içi karla doluydu :)
 
        Evde olduğum zamanlarda yine kendimi yemeklere vurdum, mis gibi mantı kış günü süper gitti!
     

Tatlıyla pek aram olmasa da yeni favorim "frambuazlı cheesecake", evde yemek isteyenler için artık süpermarketlerde de satılıyo,ben tabii ki yine iş çıkışı Real'den aldım:)

   
 Tatil gününden birinde,kızkardeşimle(http://pempegonlumsende.blogspot.com/) kara kış da olsa uzun zamandır gitmek istediğim IKEA'yı araya sıkıştırdık, o fotolar da bir sonraki post 'da olacak inş :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...